top of page

Kaldıraç

Fizik derslerinden hatırlanacağı gibi kaldıraç, destek noktası da denilen sabit bir nokta etrafında dönebilen sistemlere denir. Uygulanan kuvvetin destek noktasına olan uzaklığına kuvvet kolu, yük ile destek arasındaki uzaklığa yük kolu denir. Bir kaldıracın kuvvet kolu, yük kolundan ne kadar uzun olursa, bu kaldıraçla kaldırılabilecek yük de o kadar büyük olur.

 

TDK der ki: Az bir kuvvet ile büyük bir yükü kaldırmaya yarayan, bir dayanma noktası üzerinde hareket edebilen, inip kalkabilen sert çubuk, manivela.

 

İşletme yönetimi açısından ise kaldıraç farklı iki anlamda kullanılır. İlk grup “kaldıraç” terimi, "oran analizleri" kapsamında kullanılır. Diğeri ise vadeli işlem piyasalarında teminat - işlem miktarı ilişkisi açısından bir tanımlamadır.

 

İşletmelerin falına "finans penceresinden" bakma yöntemlerinin ikisi “trend” ve “oran” analizleri kurgularıdır. Mali analiz işi, hem geçmişi mukayeseli sayısal temelli görme, hem de geçmişe bakarak geleceği bir nebze tahmin etme yordamıdır. Hatta bu yol ile oranların trend analizini bile yaparak daha da etkin yorumlar çıkarmak mümkündür.

 

Mali Analiz ana başlığının Oran Analizi alt açılımında, “kaldıraç” kelimesi, -şimdilerde onlarca rasyo isminde var olmasına rağmen- aslında öz olarak sadece iki farklı finansal ölçümleme için kullanılır. İlki şirketin “borçlanma oranını” ölçen finansal kaldıraç oranıdır ve işletme bilançosunun “borç / öz kaynak” yapısını gösterir. "Borç"un muhasebe biliminde teknik adı “yabancı kaynaklardır”. Yabancı kaynak tanımının içinde, finans kurumlarına, satıcılara, devlete, müşterilere, personele, tahakkuk esası gereği oluşanlar ile ortaklara olan borçlar vardır. Öz kaynak ise, ödenmiş sermaye, net dağıtılmamış geçmiş yıl karları ile kaydi sermaye yedeklerinden oluşur.

 

Temel finans soru - sorunlarından biri, menfaat gruplarının tümünü bir arada tatmin eden doğru ve makul “öz kaynak / yabancı kaynak oranının ne olması gerektiğidir.

 

Yerli kabule ve terminolojiye göre finansal kaldıraç oranı 1 olmalıdır. Yani ne kadar öz, o kadar yabancı kaynak... Bu oran dış kabullerde 2 veya 3’tür. Bu ifade ile denilmek isteniyor ki: yatırımcının işletme içinde 1 birim kendi parası var ise, 3 birim de "borç yapabilir", üzeri pek tasvip edilmez. "FKD oranının optimum katsayısı" nedir sorusunun doğru cevabı: Eğer “faiz kaldıraç derecesi” yüksek olmasına rağmen işletme borçlanmaya devam ve de mali risklerini hedge edebiliyorsa “finansal kaldıraç oranı ha bir olmuş, ha on olmuş kime ne…'dir.

 

“Faiz Karşılama Oranı” veya “Kaldıraç Derecesi” ise, bir işletmenin faiz ve vergiden önceki kâr (FVÖK – EBIT) rakamının, faiz giderlerine bölünmesi ile bulunur. FKO'nın en küçük pozitif değeri 1’(bir)dir. Bu formülde kullanılan faiz, finans kuruluşlarına ödenen anapara dışındaki her türlü gider ile kapanan "dövizli kredilerin kur farkı zararlarından" oluşur. Bu oran ne kadar büyükse o kadar iyidir denir ama piyasaya göre işin en doğrusunu bulmak için; finans giderlerine, temettü veya yok ise ortalama sermaye maliyet oranı" ile "ödenmiş sermaye tutarının" çarpımından elde edilen rakamı da ilave etmek gerektiğidir. FKD’si sürdürülebilir şekilde 2 civarı seyrediyor ve hâlâ dış kaynak bulunabiliyor ise, “çeşmeler akarken” işin gereğini yapmak, şirket kâr ve değerini arttırır.

 

Daha meşhur olan finansal manivela ise vadeli "işlemlergil" kaldıraç katsayısıdır. Türkiye'de daha çok FOREX piyasalar denilen ve halka sadece “futures” türü sunulan spekülatif yatırım grubunun “işlem miktarı hakkı – teminat” oranıdır.

 

Futures işlemlerin yanında bir de opsiyonlar vardır ve bu piyasa daha keyiflidir çünkü, options’ işlemlerde teorik olarak olası zarar sınırlı, kâr ise sonsuzdur?!. Vadeli işlemler enstrümanları arasında, "para birimleri (FX), kıymetli madenler, faiz, hisse senetleri ve endeksler, emtia, bonolar", vardır ve bunlar aynı zamanda hem asıl piyasa hem de türev ürünleridir. “Vadeli işlemler piyasası”, bir reel ürün ve piyasa-borsasına bağlı olarak, beklentiye dayalı spekülatif işlem yeridir. Esasen tüm spekülatif işlemler gibi FOREX de, fiyat, arz ve talep dengelenmesi ile sağlıklı ekonomik tahmin hususlarında “insanlık alemine” gerekli ve faydalıdır.

 

Türev İşlemler, sadece yetkili aracı kurumlar vasıtası ile yapılabilir yasalar ve denetleyici üst kurumların eli ve gözleri vasıtasıyla, sıkı denetim altındadır. Ülkemizde yetkili aracı kurumlar üzerinden işlem yapan yatırımcı parasının başına, üçüncü kişiler marifetiyle kötü bir şey gelmez.

 

Vadeli İşlemler, hem yurt içi pazar unsuru olan (BIST) içindeki borsadaki ürünlere dayalı, hem de uluslar arası piyasa ürünleri ile yapılabilir. BIST teminatları oranı % 5 civarıdır ve para birimi TL olduğu için paramızın değer kaybı oldukça “kaldıraç çarpanı” artmaktadır. Yani 2016 değerleri ile 1 birim teminata karşın 20 birim vadeli işlem pozisyonu almak mümkündür. Yurt dışı piyasalarda yapılanlarda ise kaldıraç çarpanı 100’e kadar çıkmaktadır.

 

Vadeli İşlemlerde asıl gaye, döngü tarihine kadar olan süre zarfında bir ürünün fiyatı hakkındaki "bilgece" tahmini kazanca çevirmektir. Misal, altın eğer "iki ay içinde yükselir", beklentisi ve tahmini varsa; şubat vadeli altın "satın alma kontratı" yapmak gerekir. Vade tarihinde altın yükseldi ise, önceden belirlenen işlem fiyatı, vade tarihi fiyatından düşük olacağı için bir kâr ortaya çıkar. Vadeli İşlemlerde çoğunlukla fiziki teslim yapılmadığı gibi genellikle kontratın son günü beklenmez, önceki bir tarihte ters bir kontrat ile pozisyonunuzu kapatılır ve kâr reelize edilir, aradaki fark hesaba geçer.

 

Vadeli İşlemlerde bazen işler istenildiği gibi gitmez ve zarar oluşabilir; işte teminat bu kötü günler için lazımdır. Eğer vade sonu zarar oldu ise bu rakam teminattan tahsil edilir. Ya rüzgar aleyhte çok sert esti ve teminat, oluşabilecek zararı karşılamayacak duruma geliyor ise ne olacaktır?. O zaman devam teminatı getirmek gerekir, aksi durumda pozisyon aracı kurumca resen kapatılır, kayıp(zarar) teminattan tahsil edilir. İşte kaldıraç derecesi burada önemlidir ve ilk paragraftaki fizik kuralı devreye girer. Düşük teminatlı, yani kaldıraç derecesi yüksek işlemlerde hedefin doğru tahmin edildiği durum söz konusu olsa dahi, eksik teminat nedeni ile kısa vadeli dalgalanmalarda gereksiz yere zararlar ortaya çıkabilir.

 

Peki "vadeli işlemlerden" para kazanmak mümkün müdür? Elbette… İstatistik Bilimine göre iki seçenekli olasılıkta şans yüzde ellidir. Ülkemizde bulunan yetkili aracı kurumların reklamlarındaki verilere bakılırsa müşterilerin kazanma oranı toplam işlemlerin bir bölü üç ile bir bölü dördü kadar olmaktadır. Yani iyi ihtimalle sadece her üç kontrattan ancak biri kârlı kapatılmaktadır. İstatistik kanunlarına muhalif bu durumum sebebini bilmek için bu konuya ilişkin bir araştırma temin edilemediğinden, "tahmin yürütme" yöntemi uygulamak gerekir.

 

Nasıl ki ülkemize büyük umutlarla gelen dünyanın en büyük yoğurt şirketi “yoğurdu icat eden neslin ülkesinde nal topladı” ise, Türkiye'de vadeli işlemler pazarında yerli yatırımcılar için de aynı durum zuhur etmiş olabilir. Yani tereciye tere, yoğurtçuya yoğurt, "vadeli işlemleri icat edenlere kontrat satıp para kazanmak zordur, teşebbüs edenler usulünce zarar ettirilir. Kısacası; sistemi yaratmış, kurmuş, trilyon dolarlık yatırımlar yapmış, on nesildir bu işin eğitimine önem vermiş insanların kendi mekanizması ile onların paralarını almaya teşebbüs edenler “Fransız yoğurtçunun” durumuna düşebilir.

 

Peki Türev Ürünler piyasasında para kazanmanın yolu var mıdır ve nedir? Bilindiği gibi zaten her üç veya dört ülkemiz yatırımcısından biri bu işi beceriyor, para kazanıyor, elbette diğer yatırımcılarımız da bunu yapabilir. Lakin her şeyden önce yatırımcının “vadeli işlemler” için “mizac”ı bu işe uygun olmalıdır. "Yatırımcının Fıtratı" asla cimri olmamalı, diğer bir deyişle zarar etme korku ve nefretini kişiliğinden kesip atabilmelidir . Yani "stop lostları" işinin gereği olarak görmeli ilk vazife olarak...

 

Esasen "Yatırımcı Psikolojisi" konulu hazırlanma sürecindeki yazıda anlatılacak olan ipuçlarına girizgah niyetine şu anekdotun üzerinde şimdiden düşünmekte yarar bulunmaktadır: bir bilmece türü vardır; tek cevabı olan çoklu durum verilir, sebebin bulunması istenir. “İnsan denizde niye boğulur?, balık tavada niye yanar?, istenmeden hamile niye bırakılır? ve finansla ilgili olanı: spekülatif bir yatırım, yatırımcısını niye batırır?

 

 

Şerif Elender

Kıdemli Danışman

​Ekonomi - Finans


Her hakkı mahfuzdur. İzinsiz hiç bir şekilde kopyalanamaz ve yazarın ismi zikredilmeden alıntılanamaz.

10 Aralık 2016

bottom of page