top of page

Dünden Bugüne Türkiye’de Teşvik Sistemi

1908 Devrimi, yani İkinci Meşrutiyet, bu topraklarda sosyal ve siyasal anlamda birçok değişimin başlangıcı olmuştur. Osmanlı halkının birçok yeni fikirle tanıştığı bu dönemde, ekonomik düşünce alanında da yeni akımlar baş göstermiştir. Bunlardan biri de sanayileşmedir.

Meşrutiyet'in ilk günlerinde, şimdiki İstanbul Ticaret Odasının temelini oluşturan “Dersaadet Ticaret, Ziraat ve Sanayi Odası”, istibdadın sona ermesiyle birlikte sanayileşme için gerekli ortamın oluştuğunu düşünerek Osmanlı sermayedarlarını girişimci olmaya çağırmış, gazete ve dergilerde sanayileşme sorunu tartışılmaya başlanırken; Babıali de sanayii teşvik politikalarını gündemine almıştır.

Bu topraklarda sanayinin teşviki ilk kez İkinci Meşrutiyet’in ilanından hemen bir yıl sonra 1909 yılında yayınlanan “Sanayiin Terakkisi Hakkında Kanun” layihası (tasarısı) ile gündeme gelmiştir. Tasarıda sanayinin önemi vurgulanarak Avrupa malları ile rekabet edebilmesi için, Osmanlı sanayiine bazı ayrıcalıklar tanınması gerektiği dile getirilmiştir.

1913 yılı Aralık ayında çıkarılmış olan “Teşviki Sanayi Kanunu Muvakkati” gerçek anlamda ilk teşvik düzenlemesini oluşturmuştur. Söz konusu geçici kanunla sübvansiyon niteliğinde bir dizi tedbir alınarak özel sektör, sanayi alanına yönlendirilmeye çalışılmıştır. İkinci Meşrutiyet döneminde uygulanan sanayi politikaları ve alınan tedbirler, Osmanlı sanayisini 10 yıl içinde 2 misline çıkarmış, fakat ülkenin içinde bulunduğu durum ve girilen savaşlar neticesinde beklenen etki sağlanamamıştır.

Daha henüz Cumhuriyet ilan edilmemişken, 17 Şubat-4 Mart 1923 tarihleri arasında İzmir’de toplanmış olan İktisat Kongresi’nde alınan kararlar doğrultusunda, sanayi ile ilgili eski kanunları günün şartlarına uydurarak değiştirme çalışmalarına girişilmiştir. Cumhuriyetin ilan edilmesi ve yeni Türk devletinin kurulmasıyla birlikte ülke ekonomisini yeniden düzenlemek ve sanayileşme aşamasına hızla geçmek için büyük bir kalkınma hamlesi başlatılmıştır. 

1927 yılında yeni bir “Teşvik-i Sanayi Kanunu” hazırlanmıştır. Kanunun yürürlük süresi 15 yıl ile sınırlandırılmış, 1942’ye kadar uygulanmıştır. Bu dönemde yeni kurulan işletmelerin sayısı ilk 5 yılda 342’den 1.473’e yükselirken, sanayi alanında istihdam edilen işçi sayısı 17.000’den 62.000’e çıkmıştır. Ancak, 1929-1933 yılları arasında yaşanan ve tüm dünyayı olumsuz etkilemiş olan “büyük buhran” sistemin daha önemli başarılara ulaşmasını engellemiştir. Diğer taraftan yasanın yürürlüğe girdiği dönemde özel sektörün elinde yeterli sermaye bulunmaması, mali ve teknik bilgi yetersizliği ile uluslararası mali işlerdeki deneyimsizlik yasadan yeterince yararlanılamamasına neden olmuştur.

Daha sonraları 1948 yılında “Bina Yapımını Teşvik Kanunu”, 1950 yılında “Turizm Müesseselerini Teşvik Kanunu”, 1951 yılında Yabancı Sermaye Yatırımlarını Teşvik Kanunu” ve 1954 yılında “Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu” çıkarılarak farklı alanlarda teşvikler uygulanmıştır.

1963 yılında başlayan planlama döneminde daha farklı teşvikler gündeme gelmiştir. Bu çerçevede yatırım indirimi yürürlüğe girmiş, ihracatı artırmak için bazı düzenlemeler yapılmıştır. İhracatta ilk vergi iadesi 1964 yılında verilmeye başlanmıştır. 1967 yılında ise yatırımları ve ihracatı artırmak için 933 sayılı “Kalkınma Planının Uygulanması Esaslarına Dair Kanun” çıkarılarak yatırım indirimi oranı bölgesel ve sektörel bazda artırılmış, gümrük vergisi muafiyeti, ihracatta vergi iadesi ile sanayi bölgesi kurulması için arazi istimlâk uygulaması getirilmiştir.

1968’de 22 ilin Kalkınmada Öncelikli Yöre (KÖY) ilan edilmesiyle birlikte Kalkınmada Öncelikli Yöreler uygulamasına geçilmiştir. Zamanla bu illerin sayısı artmış, son olarak 2005 yılında bu sayı 49 il ve iki ilçe olarak belirlenmiştir.

Öte yandan, 1.11.1969 tarih ve 6/12585 sayılı Kararname ile teşvik işlemleri için “Teşvik Belgesi” uygulamasına geçilmiştir. 1980 yılına kadar “ithal ikamesine dayalı sanayileşme stratejisi” uygulanmakta iken, 24 Ocak 1980 kararları ile para, kredi ve döviz politikaları ile ithalat mevzuatında köklü değişikliklere gidilmiş ve “ihracata dönük sanayileşme stratejisi” ne geçilmiştir.

1980’li yıllarda uygulanan yatırım teşviklerinde öncelikli sektör uygulamasına geçilmiş ve her yıl yayınlanan kararnameler çerçevesinde teşvik edilecek yatırım konuları belirlenmiştir. 1980’lerin ikinci yarısı ve 1990’ların ilk yarısında, teşviklerin bölge ve sektör bazında ayrıcalık uygulamasına devam edilmiş, Organize Sanayi Bölgeleri ise ayrıcalıklı uygulamalarla desteklenmiştir.

2000’li yıllardan itibaren ise ülkemizde yaşanan ekonomik gelişmelerle birlikte;

  • 2002/4367 sayılı kararla özel önem taşıyan sektör yatırımı,

  • 2006/10921 sayılı kararla KOBİ teşvik belgesi,

  • 2009/15199 sayılı kararla da bölgesel ve büyük ölçekli yatırım teşvik belgeleri verilerek yeni teşvik uygulamaları da devreye girmiştir.

  • Son olarak yürürlükte olana 2012/3305 sayılı karar ile 2009 yılındaki yapılan bölge bazlı düzenlemede esas alınan Düzey 2 bölgeleri yerine il bazında düzenlemeye gidilerek 4 bölgeden 6 bölgeli bir sisteme geçilmiştir.

  • Ayrıca öncelikli yatırımlar, OSB’deki yatırımlar için bir alt bölge ve stratejik yatırımlar gibi yeni uygulamalar da teşvik sistemine eklenmiştir.

  • 2017/11133 sayılı karar ile yapılan değişiklikler neticesinde yatırım teşvik sistemi son halini almıştır.

Mehmet Murat Taşkın

Kıdemli Danışman​

Her hakkı mahfuzdur. İzinsiz hiç bir şekilde kopyalanamaz ve yazarın ismi zikredilmeden alıntılanamaz.

27 Temmuz 2018

bottom of page