top of page

Yönetim ve İstatistik

İSTATİSTİK

 

İstatistik; geçmişi anlamanın, bugünü yönetmenin ve geleceği planlamanın anahtarıdır. 

 

Yukarıdaki vecize, Türkiye’de istatistikî gaye ile bilgi toplamaya ve rapor üretmeye yetkili ve de görevli iki kurumdan biri olan TÜİK’e aittir; diğeri ise TCMB’dır.

 

İstatistik (TDK Türkçesiyle sayımlama), belirli bir amaç için veri toplama, tablo ve grafiklerle özetleme, sonuçları yorumlama, sonuçların güven derecelerini açıklama, örneklerden elde edilen sonuçları kitle için genelleme, özellikler arasındaki ilişkiyi araştırma, çeşitli konularda geleceğe ilişkin tahmin ve deney yapma… girizgahlı cümlelerle tanımlanır. Daha kısası şöyledir: “Örnek verilerle hareket ederek ana kütle hakkında genelleme ve tahminleme ve de yorum yapma bilimidir”.

 

İstatistikçi, işini yapmak için veri topluyor, verileri sınıflandırıyor ve veri karakterini tanımlıyor. Veriler ve sonuçları sayısal ve kategorik olabilir.

 

Dikkatli bir göz, İstatistik ile Muhasebe Bilimleri tanımlamalarının benzerliğini kolaylıkla fark edecektir. Muhasebe “parayla ölçülen” sayıları (veri) toplar, kaydeder, sınıflar ve raporlar. İstatistik sayısal her veriyi topluyor, işliyor ve raporluyor.

 

Esasen "İstatistik İlmini" en çok kullanan disiplinlerin başında Muhasebe ve Finans gelir. Maliyet Muhasebesi ve özellikle “Muhasebe Denetimi” İstatistiksel çalışmalar yapma zorundadır. Diğer yandan son yüz yılın fenomenlerinden olan “Teknik Analiz” tam anlamıyla bir istatistik alanıdır. "Finansal Analiz" kullanarak şirketlerin durumunu ölçen tüm metotlar aslında birer istatistik çalışmalarıdır. “Yönetim Muhasebesi” denilen sistematikten doğru olarak faydalanmak için istatistik bilgisi temeli şarttır.

 

Tıp Fakültelerinde “İstatistik” dersi önemli addedilen eğitimler arasındadır ve ülkemizde bu disipline dair literatürün bir kısmı bu fakültelerimizde üretilmiştir.

 

“Yönetim Bilimleri”, İstatistik çalışmalarını, kalite, iyileştirme ve personeli tanıma gayesiyle ve de “Pazarlama Bölümleri” müşteriler, tercihleri, pazarlama etkileri gibi konularda yapmakta ve kullanmaktadır.

 

Bu yazının konusu İstatistik Bilimi hakkında detay vermek değil, fakat işletmelerin bu bilimden yararlanma imkan ve yöntemlerini ile onun değerini mütalaa etmektir. Bu amaçla her işte olduğu gibi önce esas faaliyetle ilgili temel teorileri ve felsefesini zihinde oluşturmak gerekir; ardından istatistiksel bakış tarzı ile "oluşmuş olan" ön kanaati yeniden değerlemek, yönetsel açıdan etkin bir ikili süreçtir. Unutulmamalıdır ki, bir işi, yordamı ve bilimi doğru kullanabilmek için önce “felsefesini” özümsemek zaruridir, istatistikte olduğu gibi. Bu nedenledir ki birçok lisans programında İstatistik dersi vardır. Ve hatta istatistikle birleşerek var olan melez bilim dalları olduğu gibi: Ekonometri, Psikometri, Biyoistatistik, Sosyometri, Kliometri…

 

Bilindiği gibi “saf” İstatistik Lisans eğitimlerimiz de vardır, 19 Devlet ve 4 Vakıf Üniversitesinde oldukça yüksek taban puanlarla İstatistik Bölümüne öğrenci kabul edilmektedir. Diğer “Fen Bilimleri” mezunlarına göre tam anlamıyla eğitimlerine uygun tanımlı iş bulma olanağı, istatistik işi yapan sadece iki resmi kurum olması, araştırma ve sigorta şirketlerinin kısıtlı istihdam imkanı sebepleriyle her yıl mezun olan 1100 civarındaki insanımızın önemli çoğunluğu farklı alanlarda çalışmaya mecbur bırakılmaktadır.

 

İstatistikçiler tarafından seçilen ikincil meslek alanlarının başında Finans ve Pazarlama iş grupları gelir; gözlemlere göre "İstatistik Bölümü" mezunlarının üçte ikisi bir birine yakın değerlerde bu iki işi yaparlar.

 

Ülkemizde Tıp, Hukuk ve Mühendislik alanları dışında kalan işler girişi açık mesleklerdir; hatta sağlık ve imalat sektörlerinde işveren olmak için diplomaya dahi hacet yoktur. Dünyada 11 bin, ülkemizde 1500 civarı olan meslek türlerini, birkaçı hariç icra edebilmek için Lisans Diploması yapacağınız meslek için şart değildir, sertifika aranır. İstisna olanlar ise “Yüksek Lisans” diplomaları ile telafi edilebilmektedir, SMMM ve YMM gibi... Bu nedenle özellikle sosyal bilimler kapsamındaki eğitimler meslek seçimi açısından bağlayıcı bir tercih olmazlar, son karar lisansüstü eğitim esnasında verilebilir.

Ian Ayres isimli yazarın “Süper Hesap Uzmanları” isimli kitabının mottosu “Sayılarla Düşünmek Neden Zeki Olmanın Yeni Bir Yoludur?” cümlesidir. Bu kitap tam olarak bir İstatistik “güzellemesidir”. 8 kategoride tasnif edilmiş hikayelerle “rakamlarla yakın muhabbetin” yüceliği anlatılır. "Rastgele Yönetme" bölümünde anlatılan Larry Katz’ın ABD’de işsizlik sigortası paradigmasını kökünden değiştiren hipotez ve araştırmasına dair hikaye, her ekonomik ve sosyal vak'anın istatistik bilimine muhtaç olduğunu gösteren örneklerden en çarpıcı olanıdır. Elli yıllık bu hikayeden günümüze geldiğimizde, gelişen teknoloji ve değişen sosyal yapı nedeni ile "İstatistik" kullanılmaksızın bir stratejik karar oluşturmanın "olasılık" dışı olduğunu kabul etmek gerekmektedir.

 

İstatistik adının karıştırıldığı iki özdeyiş vardır: “Üç çeşit yalan vardır, düz, kuyruklu ve istatistik.” Bu önermenin üzerinde yeterince düşünüldüğünde bu özdeyişin “sayımlama” bilimini kötülemediği, tersine değerini vurguladığı fark edilecektir. Diğer bir istatistik kinayesi ise etek boyunun kullanıldığı cümledir ki esasen bu söylem istatistik yönünden “yetersiz kişilere” yönelik bir eleştiridir aslında.

 

“Beta Hatası”, “Artık Varyans”, “Çoklu Regresyon”, “Negatif Korelasyon”, “Ortalama Sapma” gibi kavramları, formüllerini ezberlemek ve bilmek iyidir ama iş hayatı için şart değildir. Ancak iyi bir karar verici olmak için istatistiki anlamak ve felsefesini bilmek, gerek şarttır.

 

Mikro İktisat teorisinde “adil kumar – adil olmayan kumar” kavramları vardır. Bu teorem "istatistik nosyonunun ne demek olduğunun en kolay izah yöntemidir. Bir “ekonomik insan” temel olarak bahse konu kumar teorisinin varsayımını kendi başına kuramıyorsa asla karar verici ol(a)mamalıdır. Birçok işletmenin muzdarip olduğu “müzakere, teklif hazırlama, risk almayı gerektiren kararlar ve taktiksel geçiş” süreçlerinde her daim beklenenin altında düşük performans gösteren makus yönetici“ patolojik sorunu”, bilgi ve eğitim eksikliğinin değil, aksine istatistik kavrayış yetersizliğinin emaresidir. İşletmelerin eğitim birimlerinin “istatistik” konulu seminerlerini yıllık programlarına almadıkları da diğer bir gerçektir.

 

Yukarıdaki meslek seçimlerine dair önermelerin devamı ve tamamlayıcısı olarak şu hipotez kurulabilir: Her mesleği (işi) en iyi yapabilecek olanlar, istatistik “formasyonuna” sahip insanlar arasında bulunmaktadır.

 

Şerif Elender

Kıdemli Danışman

​Ekonomi - Finans


Her hakkı mahfuzdur. İzinsiz hiç bir şekilde kopyalanamaz ve yazarın ismi zikredilmeden alıntılanamaz.

14 Ağustos 2017

bottom of page